1 Aralık 2014 Pazartesi

Kitap Yorumu: Efsane - Marie Lu (Efsane #1)



Gerçek, Efsane'ye dönüşecek

Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri'nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır. Cumhuriyet'in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç kız onun uğruna her şeyi yapmaya hazırdır. Fakir bir aileden gelen on beş yaşındaki Day ise ülkenin en çok aranan suçlusu ve bir devlet düşmanıdır. Kendisi gibi asker olan ağabeyi Metias öldürülünce June, Day'in peşine düşer. İnandıkları şeyler uğruna savaşan bu iki gencin kesi?en yolları, onları Cumhuriyet'in karanlık sırlarına götürecektir.

"Efsane, söylendiği kadar iyi olmakla kalmıyor, bunu kesinlikle hak ediyor." 
-The New York Times-

"Bir 'efsane' doğuyor." 
-USA Today-

"Bilimkurgu ve aksiyonun heyecanlı bir karışımı... Bu kitap Açlık Oyunları hayranlarına okumaya değer bir şey verecek." 
                                                                           -Voya-


                                                              _____________________________________

 Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri' nin bulunduğu bölgede şimdi bir Cumhuriyet vardır. Yaşam koşulları son derece kötüdür. Seçkin insanlar rahat bir şekilde yaşarken fakir aileler hastalıklarla boğuşuyor, yiyecek yemek bile zor buluyorlardır. Birde devletin her 10 yaşındaki çocuğa yaptığı Deneme adlı bir sınav var tabii. Sınav bedensel ve zihinsel olarak yapılıyor ve belli bir puanı geçen çocuklar devlet için çalışıp iyi yerlere gidiyordur, düşük puan alan çocuklar ise çalışma kamplarına gönderiliyor, öldürülüyor ya da sokaklarda yaşıyorlardır. 

 June seçkin bir aileden gelmiş, annesini ve babasını acı bir kazada kaybetmiş, asker abisi Metias ile yaşıyordur. Ve henüz 15 yaşında olmasına rağmen üniversiteye gidiyordur. Neden mi ? Çünkü Deneme'den 1500 yani tam puan almış, bir ilki başarmış ve sınıf atlamıştır. Aynı zamanda da bir o kadar hırslıdır ve kendisini ülkesine adamıştır.

 Day ise fakir bir aileden gelmiş, denemeden düşük bir puan almıştır. Bu nedenle ailesinden koparılmıştır, herkes öldüğünü zannetse de aslında hala hayattadır ve ülke de aranan bir suçlu aynı zamanda da devlet düşmanıdır. Başına ödül bile koyulmuştur ama Day gözünü ailesinin üzerinden ayırmıyor ihtiyacı olan şeyleri Cumhuriyet' ten çalıp onlara veriyordur.

Day yine ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için gizlice girdiği yerde kendini çok belli eder ve kaçarken June'un abisi Metias'ı öldürür. Bu olaydan sonra Komutan Jameson, June' u abisinin yerine geçirir ve ondan Day' i bulmasını ister. 



Daha fazla anlatmamak için kendimi durdurdum resmen. Kitap adının hakkını veriyor. Gerçekten harikaydı, uzun zamandır bu kadar güzel bir kitap okumamıştım. Yemek yerken bile elimden bırakamadım ve 1,5 günde bitirip ikinci kitabı almak için resmen D&R'a koşturdum. 
  
 Karakterlere BA-YIL-DIM! Normalde kız karakterleri bu kadar çok sevmem ama June.. Favori kız karakterim oldu. Zekasıyla, güçlülüğüyle, asaletiyle resmen beni kendine hayran bıraktı. Day' de aynı şekilde, onu sevmemin 5000 nedenini yazabilirim. 

Her sayfasında gizem, aksiyon, aşk.. Çok güzeldi.. Sevmediğim bir yanını bulmaya çalışıyorum ama yok! Distopya türü sevenlerin kesinlikle okuması gereken bir kitap. Ayrıca kitap kapağını da çok beğendim, ciltli kapaklar çok hoşuma gidiyor. 






''Seni bulacağım, Los Angeles'ın sokaklarını didik didik edeceğim. Gerekirse Cumhuriyet'teki her bir sokağı arayacağım. Seni oyuna getireceğim, kandıracağım, bulabilmek için yalanlar söyleyeceğim, insanları aldatacak, hırsızlık yapacağım, saklandığın yerden çıkmaya zorlayacak ve kaçacak hiç bir yerin kalmayana kadar takip edeceğim. Sana yemin ediyorum: Hayatın artık bana ait!'' -June Iparis

''Cumhuriyet broşu takılıydı.Saçım topuz yapılmıştı, bir omzumda lüleler salınıyordu, kulağımın arkasında da beyaz bir gül sabitlenmişti. Boynumdaki gerdanlıkta inciler diziliydi. Göz kapaklarıma simli, beyaz göz kalemi çekilmişti,kirpiklerim kar tozuyla kaplı, gözlerimin altındaki şişlik parlak beyaz pudrayla kapatılmıştı. Üzerimdeki her renk benden koparılmıştı, tıpkı Metias'ın hayatımdan koparıldığı gibi.''  -June Iparis


''Her gün yeni bir yirmi dört saat demek. Her yeni gün her şeyin tekrar mümkün olması demek. Anın içinde yaşıyorsun, anın içinde ölüyorsun, geçmişi ya da geleceği düşünmeden, ışıkta yürümeye çalışıyorsun.'' -Daniel Altan Wang (Day)



Kitapları şarkılarla pek eşleştirmem ama bu şarkı bana kitabı çok hatırlattı. Keyifli okumalar :)
             
                                                                 



4 yorum:

  1. June gerçekten benim de favori kız karakterlerimden birisi.Bu seriye bayılıyoruum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok güzeldii, üçüncü kitap çıksa da Deha'yı bitirince meraktan ölmesem :D

      Sil
    2. Deha'nın sonuuuuu *-* Aman yarabbiiiim ölüyorum meraktaaaaan *-*

      Sil
    3. Hayııırrr :( niye meraklı son Marie niye ? Kitap yurtdışında çıktı galiba umarım en yakın zamanda gelir buraya.

      Sil